Varoluş Öz
The essence of existence
“Her nesnenin bir özü bir de varlığı vardır. Varlık özden önce gelir. İnsan önce vardır sonra şöyle ya da böyle olur. Çünkü o özünü kendi yaratır: Dünyaya atılarak, orada acı çekerek, savaşarak yavaş yavaş kendini belirler…”
Jean Paul Sartre
"İnsan ilk önce kendisinden başka hiç kimseye güvenemeyeceğini, yalnız olduğunu, sonsuz sorumlulukların ortasında dünyada tek başına kaldığını, kendi koyduğu amaçlar dışında hiçbir amacı olamayacağını, bu dünyada kendisinin biçimlendireceği kaderden başka kaderi olamayacağını anlamadıkça, hiçbir şey isteme arzusunda değildir."
Jean Paul Sartre
"Yanlış dünyaya gelmiş bir zavallı vardı. öteki insanlar gibi, parkların, kahvelerin, ticaret kentlerinin dünyasında varolup gidiyor ve tabloların ardında, kitapların ardında bambaşka dünyalarda yaşadığına kendini inandırmak istiyordu."
Jean Paul Sartre
"Kendimi bırakmak, unutmak, uyumak istiyorum. Ama yapamıyorum bunu; boğuluyorum. Varoluş her tarafımdan, gözlerimden, burnumdan, ağzımdan içeri dalıyor. Ve birden perde yırtılıyor, anladım artık, gördüm. Bir yığın tedirgin, kendinden sıkılmış var olandan başka bir şey değildik. Burada bulunmamız için tek bir neden yoktu, hiçbirimiz böyle bir neden ileri süremezdi."
Jean Paul Sartre
"Her zaman özümün ötesinde, eylemimin nedenlerinin ve dürtülerinin ötesinde var olmaya mahkûmum; özgür olmaya mahkûmum. Bu, özgürlüğüme kendisinden başka sınırlar bulunamayacağını veya özgür olmaktan vazgeçmekte özgür olmadığımız anlamına gelir. "
Jean Paul Sartre
"Ölüm yaşamı yazgıya dönüştürür.” Ölüm anı geldiğinde zarların artık atılmış olduğunu, oynayacak tek bir kartı bile kalmadığını dehşet içinde fark eden inançlı kişiyi yıkan şey de yine budur. Ölüm bizi bize ulaştırır, ebediyet bizi neysek ona dönüştürür. Ölüm anında varız, yani başkasının yargıları karşısında savunmasızız; ne olduğumuz hakkında gerçekten karar verilebilir, her şeyi bilen bir zekânın yapabileceği muhasebeden kurtulma şansımız kalmamıştır."
Jean Paul Sartre